Yazı yayınlanma tarihi: Temmuz 2016 (www.themahmut.com)
Hayatımın bir bölümünü, Eindhoven'daki evimin salonunda bulunan kırmızı koltuğumun üstünde saatlerce yatarak, depresyondan kızamık çıkarmış halde, ağzımda pizza dilimi, kucağımda laptop ile Youtube videoları izleyerek geçirdim. Bir tek arada tuvalete gitmek ve su içmek gerekiyordu, zorla da olsa kalkıp onları da arada hallediyordum. Kim Kardashian'ın skandallarının konuşulduğu Amerikan magazin programlarından, Çorum leblebisi belgeseline; Bilal ile Feyza'nın aşkı yüzünden ağladığım iğrenç dizi Huzur Sokağı'ndan, Cem Özer'in eski talk show programlarına uzanan yelpaze beni koza gibi sarmış, içine hapsetmişti. Eve pizza kutuları geliyor, pizza dilimleri Youtube play tuşuna basan serçe parmağım dışında bütün parmaklarımın yardımıyla mideme gömülüyor, bir videoya diğeri ekleniyordu. Nereden ve nasıl onu bulduğumu hatırlamıyorum ama ekranda bi anda topalak suratlı, sevimli mi sevimli, çekik bir kadın belirdi bir gün. Maangchi idi o. Koreli Maangchi. Maangchi ana.
Maangchi Kore'de doğmuş, büyümüş, Kanada'ya göç etmiş, oradan da hâlâ yaşadığı New York'a gelmiş. O bir ana! Ana olmayan bilemez. 7 sene önce "Du bakalım yemek yaparken bir video çekeyim, onu da Youtube'a koyayım" deyince işler çığrından çıkmış. Sanırım ailecek iyi para kazanıyorlar; New York gibi yerde bayağı aydınlık, dev gibi bi buzdolabının olduğu, tezgahı kocaman, ferah bir mutfağı var. Kolay mı New York'ta öyle at koşturmalık mutfak sahibi olmak? İşte o güzelim mutfakta Kore yemekleri yapıyor bize Maangchi. Peki ama ben ona neden bu kadar sevdalandım, onu biraz anlatayım size.
Çünkü Maangchi temizlik konusunda bir ruh hastası! Her şeyi yıkıyor, temizliyor, pırıl pırıl yapıyor ve öyle yemek pişirmeye devam ediyor. O tombul, ucuz pastane poğaçasına benzeyen ellerini yıkarken görüyoruz onu hep, ya da biraz önce et kestiği o tahtayı... Mutfak tezgâhında tek bir çöp bırakmıyor. O ellerini, yemek pişirdiği kaplarını temizledikçe benim içim ferahlıyor. Ocağı ve fırını da tertemiz, tek bir leke yok. Şakır şakır karides kızartıyor ya mesela, hemen temizliyor ocağı ertesinde. Maangchi boş zamanlarında -adeta- çamaşır suyu içiyor. Temizlik konusundaki manyaklığının dışında pişireceği yemeği anlatması ise dillere destan. Devcileyin domestik bir kadın. Kurabiye yaptığı zaman, çocukken o kurabiyeyi ne kadar severek yediğinden; kimchi yaparken, annesinden ve kimchi yapmayı ondan nasıl öğrendiğinden bahsediyor. İnsan onu izlerken Koreli oluyor, Seul sokaklarında taso oynuyor, çocukluğuna dönüyor. Tüm bu yazdıklarımın dışında, beni kendisine en çok hayran bırakan özelliği ise yemek pişirirken malzemelerin miktarını çok net bir şekilde belirtmesi ve öyle kullanması. "Aldığı kadar un" Maangchi'nin olayı değil, ABD'de kullanılan ölçü birimi "cup" onun İncil'i. Mesela bir yemeğe iki "cup" un mu gerekiyor, kamera "cup" arkadaşımıza zumluyor, Maangchi kocaman kavanozundan aldığı unu parmağıyla düzleştirip öyle koyuyor kâseye. 30 gr taze soğan mı gerekiyor, mutfak tezgahı 30 gramı gösterdiğinde ikna oluyor ancak.
En vurucu an ise yemeğini pişirdikten sonra tattığı an. Maangchi ana öyle iştahlı, öyle yemek seven bir insan ki, dünyaları yemiş olsanız da onu yemek yerken gördüğünüzde bacağınızı kaşımaya başlıyorsunuz. Ekrandan içeri girip o tabağı çalıp kendi masanıza dönesiniz geliyor. Söylemekten en hoşlandığı şey "içi yumuşacık, dışı çıtır çıtır, biraz tatlı ama biraz da ekşi." Yaptığı yemeklerin çoğu ekşi tatlı sosa sahip olduğu, ve çıtır çıtır yağda kızardığı için bunu söylemesi çok normal.
Maangchi benim Koreli anam, ellerini öpesimin geldiği dünya tatlısı bir kadın.
Tariflerinde kullandığı çoğu malzemeyi Türkiye'de elde etmek zor olsa da, onun o tatlı tatlı yemek yapışını, mutfağını tertemiz kullanmasını görmek isteyen varsa Youtube kanalına uğrasın derim. Hem depresyona da birebir. Ben o kırmızı koltuktan kalkıp, hayatıma bir çekidüzen verdiysem kendisinin katkısı sonsuzdur. Aşağıda Maangchi'nin en sevdiğim videolarından birini görebilirsiniz. Youtube kanalına göz gezdirmek isteyenler ise şu linke tıklasın derim. O zamaaaan, hepinize 도요 위하여 (Korece afiyet olsun)