Daha önceki yeme-içme kategorisindeki bazı yazılarda da bahsetmiştim aslında; Atina'da "dur şurada bi kahve içelim." cümlesi ağzınızdan çıktığı an, nerede olursanız olun, on adım attığınızda çevrenizde üç beş mekan görmek mümkün. Secenekler zaten bol: yaşlı amcaların pişpirik oynayıp sigara tüttürdüğü kahvehaneler, birbirine benzer koltuklar / sandalyelerle ve neon ışıklarla süslenmiş ruhsuz mekanlar, yüksek tavanlı manasız hipster cafeleri, mahallelinin takıldığı iddiasız ama her daim kalabalık mekanlar... Seçenekler bol olunca bu konuda benim gibilerin de beklentisi biraz yüksek oluyor. Daha doğrusu bir mekanı beğenmem veya tavsiye edebilmem için mekanın çok büyük olmaması, güzel müzik çalması, en azından diğerlerinden biraz da olsa farklı bi dekorasyona sahip olması ve çalışanlarının da tatlı efendi insanlar olması gerekiyor. işte Lotte tam da bu bahsettiğim özelliklere sahip, şehrin en turistik bölgelerinden birinde olmasına rağmen mahallelisi ile dolup taşan, küçük ve samimi bir mekan.
Akropolis metro istasyonuna yürüyerek beş dakika uzaklıkta bulunan bu mekanın en dikkat çeken özelliği ise dekorasyonu. Vintage tapınağı olarak da nitelendirebileceğimiz Lotte'ye adım attığınız an gördüğünüz her şey içinizi açıyor: çiçek motifli duvar kağıtları, birbirinden farklı renkte eskitilmiş sandalyeler, servis için kullanılan pembeli morlu annenanne tabakları, kesme kristal bardaklar, mekanın raflarına ve masalarına konulmuş vintage eşyalar, sahaf kitapları... Üstelik sakin sessizce çalan ve konuşmak için insanı bağırmak zorunda bırakmayan jazz şarkıları da eşlik ediyor bize burada.
Menüde kahve çay seçenekleri, birbirinden leziz kokteyller, kek ve tart çeşitleri bulunuyor. Öyle uzun uzun yemek yiyelim, ikinci şişe şarabı da açalım mekanı değil pek. Dışarıya atılmış üç beş masanın etrafında, oturmaya bile gerek duymadan ayakta muhabbet ederek aperol yudumlayan müdavimler vardı ben oradayken, içeride ise büyükçe dilimlenmiş keklerini yerken kıkır kıkır muhabbet eden annemiz kılıklı teyzeler. Bunun yanısıra cam önüne yerleştirilmiş uzun bar sandalyelerinde oturup etrafa bakarak kahvesini yudumlayan ve kitabını sakince okuyan insanlar da vardı. tek başına gelindiğinde de kendinizi huzurlu hissedeceğiniz mekanları oldum olası çok sevdiğim için Lotte'ye iyice kanım ısındı.
Atina'ya gelen neredeyse herkesin uğramadan geçmediği bu bölgeye (zira Akropolis müzesi ve şehrin en güzel -araçsız- yollarından biri olan Dionysiou Areopagitou burada) geldiğinizde Lotte'de mola verebilir ve molanızı en güzel şekilde değerlendirebilirsiniz. Fiyatlar atina ortalamasının ne altında ne de üstünde. Kahve çay çeşitleri 3 euro civarındayken kokteyller 7-10 euro arası. Madem aynı parayı vereceğiz, gözümüzü gönlümüzü okşamak da yanımıza kâr kalsın. Kısa süre önce açılan bu tatlı mekan bazı internet sitelerinin avrupa'nın en iyi 10 cafe-bar listelerinde yer almayı başarmış bile, bu da ekstradan bir bilgi olsun.
Comentarios