Bir şehrin en popüler, en bilinen, en sevilen mekanlarında bulunmak güzel şey şimdi dürüst olalım. Hem "gittim gördüm tattım" demesi güzel, hem de "neymiş milletin bu kadar bahsettiği şey" sorusuna kendimizce iyi ya da kötü bir cevap bulmak. Gel gör ki kuytuda köşede saklanmış, kendi halinde bi yeri keşfettiğimizde biraz daha zevkli oluyor ondan bahsetmesi. Hele ki oradan mutlu mesut ve karnımız tok ayrılmışsak. İşte bu yazının başrolünde ikinci kategoriye giren bir lokanta var. Bu saçma ve yerel radyo reklamı sloganı gibi gözüken başlığın sebebi de o, çünkü bu mekanı bulması gerçekten zor. ama önce isminden bahsedeyim.
To triantafyllo tis nostimias mekanımızın ismi. Türkçe'ye tam anlamıyla çevrilemiyor. Yunanca "nostimias" lezzetli olma hali, lezzetlilik demek. "triantafyllo" ise gül, bildiğimiz çiçek olan gül. "lezzetliliğin gülü" gibi kulağa çok saçma gelen bir tamlama oluyor çevirdiğimizde. Bu arada gül Yunanca'da çok kullanılan bir erkek ismi onu da belirteyim ve mekanın sahibi abimizin ismi. Midillili Gül Bey (işte bu gerçekten çok saçma oldu) lokantasını 95 senesinde açmış. Mekanı tesadüfen bulmak neredeyse imkansız. Çünkü kimse Syntagma Meydanı'nın çevresindeki daracık sokakların birinde bulunan bir pasajın içinde şahane bir lokanta olduğunu hop diye tahmin edemez haliyle. Oysa her tarafı ofislerle, küçük dükkanlarla dolu olan Syntagma ahalisinin favori yemek mekanlarından biri burası. Syntagma Meydanı'na yürüyerek beş dakika uzaklıkta bulunan mekanı haritada, yazının sonundaki adres bilgisine tıkladığınızda görebilirsiniz.
Oldukça sade ve tipik bir taverna gibi döşenmiş içerisi. Bazı eski Yunan filmlerinin ve içki markalarının reklamları çerçevelenip asılmış duvarlara. Tahta dört kişilik masalar, kahverengi örtüler, duvarda asılı buzuki ve gitar, Midilli haritası (Gül Bey vatanını unutmamış) ve size eşlik eden Yunanca şarkılar var. Menüde neredeyse her Yunan tavernasında bulabileceğiniz mezeler ve salatalar zaten mevcut ama buranın en önemli özelliği kızarmış deniz ürünleri. Sizi bilemem ama ben evimde deniz ürünleri kızartma konusunda pek hevesli biri değilim. Ne kadar çok sevsem de sonrasında uğraşacağım tencere tava ve mutfak temizliğini, evin kokusunu düşününce içim ürperiyor. Güzel ve temiz yağda kızarmış taze çıtır çıtır balıkları, midyeleri, ahtapotları yemek konusunda ise bir o kadar hevesliyim ama. İşte burada doya doya yiyebiliyoruz tüm bunları.
Benim tattığım ve mideye indirdiğim her şey neredeyse mükemmeldi; masaya ılık gelen bol zeytinyağlı kuru börülce, pancar salatası, sarımsaklı patates püresi ile gelen morina fileto, kızarmış bebek ahtapot tabağı ve kızarmış anneanne patatesi... Menü bu kadarla sınırlı değil elbet; fava, tarama, barbun, yeşil salata ve birçok şey daha deneyebilirsiniz. Üstelik tüm bu şahane tatlar mideminizi mutlu ederken cüzdanınızı üzmeyecek onu da garantileyebilirim.
To triantafyllo tis nostimias her gün saat 12:00-19:00 arası açık. Atina'ya yolunuz düşerse Syntagma Meydanı'na mutlaka uğrayacaksınız zaten çaresi yok. Syntagma'yı görmeyen Atina'yı görmüş sayılmaz. Mideniz kazınıyorsa, şöyle güzel bir şeyler yemek istiyorsanız artık nereye gitmeniz gerektiğini de biliyorsunuz o halde. Şimdiden afiyet olsun.