Yazı yayınlanma tarihi: Ocak 2017 (www.themahmut.com)
Yaşım 13-14 sanırım, başka müziklere gönlümün, ruhumun dokunmasını istediğim bir dönemde kendimi Bağdat Caddesi - Uzelli Müzik mağazasına atıyorum. Şu ana kadar dinlediğim bütün iyi kötü albümleri çoğunlukla oradan almışım zira. Hayal meyal hatırladığım, 50'li yaşlara yakın, hafif kır sakallı, incecik bir çalışanı vardı Uzelli'nin; ona rock gibi, jazz gibi, böyle değişik bir şey dinlemek istediğimi belirtiyorum. Aynen böyle: rock gibi, jazz gibi...Türkçe sözlü olacak ama!
Beyefendi bana Yavuz Çetin'in albümünü uzatıp "Size bunu tavsiye ederim." diyor. O zamanlar harçlıklarla kaset alınıyor; ne içkim var ne sigaram. Yavuz Çetin'in o güzelim ellerinden çıkan ezgiler, o tatlı sesi uzun süre esir ediyor beni kendine. Odamda kaseti evire çevire dinliyorum. Benim için bir dönüm noktası oldu diyecek kadar iddialı olmasam da; beni, müzik zevkimi, alışkanlığımı değiştirmeme yardımcı oluyor 97 senesinde çıkan o albüm.
Dinlememiz gereken müziği nasıl belirliyor, ne ara o çok bilinen, çok tanınan dünyadan uzaklaşıp (ya da hiç uzaklaşmayıp) kendi zevkimizi tanımlayabiliyoruz? "Başka" şeyler dinlediğimiz için daha mı garip, daha mı deli gözüküyoruz dışarıdan? O başka dünyaya nasıl adım atıyoruz? Benim sorasım tutmuş, gitmişim bir yabancıya güvenmişim, hevesim de varmış, öyle atmışım adımımı. Kimlerin nasıl hikayeleri var bilinmez. Ama asıl merak ettiğim, o başka dünyanın kapısını bize açanların hikayesi.
Türkiye'de; bağımsız, farklı ve geniş kitlelere ulaşmayan (ya da ulaşmadığı düşünülen) müzik yorumcularının, bestecilerinin işi elbette çok zor. Piyasada seslerini duyurabilmek, bir yer edinebilmek için maddi manevi birçok engelle boğuşuyorlar. Ancak inadı tutan, müzik aşkı her şeyin önüne geçeni ise kimse durduramıyor. Bir şekilde evimizin, ruhumuzun odalarında bize seslenmeyi başarıyorlar.
Engin Blues işte zoru başarmaya çalışan gruplara bir örnek. 2015 senesinde kurulan grubun üç üyesi var. Grubun vokalisti ve aynı zamanda gitaristi Engin Yavuz'a, bas gitarda Atahan Çiftçi, davulda Onur Önder eşlik ediyor. Engin Yavuz, 13 yaşında eline aldığı gitarı büyük bir aşkla çalmaya devam ediyor, kendini aslında rock gitaristi olarak tanımlıyor. 2012 senesinde Eric Clapton ve Gary Moore başta olmak üzere blues öğelerini müziğinde kullanan sanatçılardan etkilenerek şu an içinde bulunduğu yola adımını atmış. Verdiği bir röportajda blues'un diğer müzikleri de kapsadığını ve grup olarak da alışılmış blues kalıplarının dışına çıktıklarını belirtiyor.
"Haberi Duydun mu?" isimli EP ile karşımıza çıktı bu sefer Engin Blues. Bu EP'de de blues rock tarzında üç şarkı bulunuyor. Grup herhangi bir müzik şirketiyle anlaşmalı olmadığı için, bağımsız olarak, kendi imkanlarıyla gerçekleştiriyor albüm kayıtlarını. "Haberi Duydun mu?" Bomonti stüdyolarında kaydedilmiş ve aslında iki şarkı kaydedilmesi planlanırken zamanları kalınca fırsat bu fırsat deyip üçüncü şarkıyı da eklemişler EP'ye. Kadıköy Shaft gibi müzikseverlerin sık sık uğradığı ama ne yazık ki gün geçtikçe azalan mekanlarda da sahne almaya devam ediyor grup. Oldukça sık güncellenen Facebook sayfalarından bilgi alabilir ya da canlı performanslarını izleyebilirsiniz. Ayrıca dijital platformların hemen hemen hepsinde de şarkılarını kolaylıkla dinleyebilirsiniz. Biz de aşağıya üç ay önce yayınlanan EP'den "Kim Kime Dum Duma" isimli şarkının Youtube videosunu bırakıp, gruba başarılar diliyoruz.